Üç Damla Gözyaşı
- Mert Ali Aytaç
- 16 Eyl
- 2 dakikada okunur
Arkamızdan nesiller üreyecek
Farklı boylar, farklı tenler
Ama ben burada olmayacağım
Uzun bir süre, çok uzun...
Sadece seni biraz daha fazla görmek
Bütün bu acının tek anlamı...
Lanetim ve hediyem, bütün bu farklılık
Ayrılıktan kaçış yok sokakların içinde
Duyguları kelimelere dökememekten
Bu dünya nimetlerine eline sürmeyen
Ve yolunu bulamayan...
Sensin bu dünyada dışlanan
Kesinlikle ben değilim
Ve bu deniz kumlara, bedenim kumlara karıştığı gün
Buluşacağım engin denizle
Sadece bir damla olmak için
Ve o günün öncesinde son kez göreceğim sizi
Merak etme üzülmeyeceğim
Kutlu ruhlarla yaşıyor olacağım
Çok uzun bir süre...
Aynı değil hiçbir şey
Sonsuz yapraklı çınarın tüm nesilleri
Hiçbiri aynı kalmıyor ağlayan gözlerde
Gözyaşlarımla kumlarda açtığım bu çukurlar
Bugün gülümsememle doluyor fikrimce
Bu dünya benim ve tüm bu dünya sadece ben
Herkes benden bir parça taşır
Ben de herkesten biraz...
Tanrı ve ben varım sadece
Tanrı ve biz, benden kopan parçalar, senden ve bizden
Bana zor gelen de bu
Ruhumda en büyük dilimi sana ayırdım
Ben seni taşıyorum içimde
Hem de senin beni taşımadığın kadar
Ve tüm bu yıldızlar...
Sadece birkaç damla
Ama gözlerimi doldurmuyorlar
Bu gece bile...
O güneş benden kopan en büyük parça ve senin en büyük parçan
Ben aya ışığımı verdim sense güneşe kendini
Bu yüzden farklı zamanlarda doğuyoruz
Ufuğun en belirsiz çizgisinden
Ve Tanrı bize gülüyor en uzaklardan
Tüm bu dert sandıklarımız
Bir kelebeğin antenine yapılan bir toz tanesi sadece
Ve ben engin denizin diplerine uçtuğumda
Her şey önemsizleşecek
Aniden dönecek dünyanın ışığı
Ve güneş orada duracak
Dünyayı benim gibi görmese bile
Bugün az vaktim kaldı
Dünden çok daha az
Ama sen cennetten gibisin
Bense hala araftayım
Burası soğuk ve karanlık
Ne bir ateş var ne bir ışık
Tanrıya ışık için yalvarıyorum
Öldüğün günden bu yana...
Tanrım beni affet
Her damlayı bana has kıl
Ve beni her damlaya...
Beni bu dünyayla bütünleştir
Ama damlalarla değil
Damlaların özündekiyle...
Benim ağzıma damlat kevserden bir damla daha
Tüm acımı dindirmem için
Aynı bizi karşılaştırdığın gibi
Beni bu gölgeliklerle sınama
Güneşin sıcaklığıyla kanımı dondur
Hiçbir zaman senden uzaklaşamayacak kadar...
Öldüğüm gün gözümden bir damla yaş alın
Onu denize kanınla beraber boşaltın
Döküm kalbimi ve güneşe gönderin
Beynimiyse dilediğiniz gibi kullanın
İster yemeklerde ister basamak olarak...
Kimseye darılmadım tüm bu sürede
Zamanımdan alın ve bana dargınların ağzına birer damla soğuk kanımı damlatın
Siz bunu yaptığınızda yine bütünleşeceğiz
Onlar benle ve ben onlarla
Şimdi bir gemiden uzaklara bakıyorum
Her adımda bir kıta, her kıtada bir adım var
Ayak izlerimi takip ediyorum
Beni ateşe sürükleseler de...
Bir damla daha alın gözümden
Yaş bir damla daha
Onu bir yavru kuşun ağzına damlatın
Nesiller üretecek o kuştan
Ve sonsuzluğun ensesinde yakalanacak o kul bir atmacaya
Böylece atmacanın içinde yaşayacağım
Göklerin üstünde...
Öldürün beni bu kadar istekliyseniz
Yuvama gönderin beni
Ama bir kez daha
Bir damla daha alın gözümden
Onu da bir ağacın köklerine damlatın
O ağacın her bir meyvesinde yaşayayım
Şu an kafamın içinde yaşadığım gibi
Bir martıya yedirin o meyveyi
O da bir insanın omzuna konacak sıcak bir yaz günü
O insan da sen olacaksın sevgilim
Sadece o martıdan rahatsız olma
Çünkü hem ben oyum, hem de ben hiçbir şeyim
Bugün yine öğle saatlerinde aynı yerdeyim
Seninle sonsuzluğu düşündüğüm yerde
Ve son bir şey daha söyleyeceğim buradan gitmeden
Keşke duygularımı anlatabilseydim...
Yorumlar