çürüyen güller ve karanfil (Şiirler-2)
- Mert Ali Aytaç
- 16 Eyl
- 3 dakikada okunur
senin için
Didik didik edip o kalbini yokla,
Sakla içindekini risk alıp hırs yap,
Kıskan mutluluğu irsî bir hırsla,
İstemem ıslandım aşk yağmurunda,
Istakam ıska,
Geçer her atışım aynı boşluğa,
Aynı hatalar ama farklı koşuşturma,
Seni seviyorum anlamsız soruşturma,
Kalbini bir daha benle konuşturma,
Durmadan denedim,
Ben bir an soluklanmadım,
Bırakın soluklanayım,
Kalkayım ayağa yarın,
Arkamda kaldın sen diğer yarım,
Yarım yarım yaşıyorum tüm hisleri,
Aniden gelen öfke krizleri,
Sokağın milisleri, güç ister kulisleri,
Ben estiririm aşk rüzgârı bende yok histeri,
İsterik bir adam senin için yapamayacağı şey çok az kalan,
Çok yalan var kızım hayatında,
Bolca kan var ellerin avucumda,
Lavlar altında yıkanan bir şair aslında,
Seni seviyorum demek isterdim aslımda,
Katilimsin sen benim,
Tam canıma kastın var.
Aşkın leyler yaşayabilirdik,
El ele yakabilirdik tüm her şeyi,
Tüm her şeyim,
Sarılabilirdik yağmur altında,
Şimdi sarıldığım şey farklı bir şey uçan bir şey kafam arızalı,
Çokça yamalı,
Kalbimi anlamalı, halimi anla!
Ellerim açık,
Tanrıya kan sunup içtiğim acı,
Yok ettiğin itibar, yaktı sır acı,
Aşkı kırıcı, safi bir acı.
Senin tarafından taşlanmak ve alçalmak en dibe,
Katlanmak hisleri zapt etmek,
İskele kıyısında oturup umut istemek,
Tek yaptığım işse seni beklemek,
Gurur etmek,
Gurursuz biriyim, umutsuz dilimi susturun!
Kusursuz değilim, bir suçsuz yerine kin kussun diye beklemez o dili sussun!
Düşün onu ütüle kafanı,
Kötüle kendini üzülme, yaradır,
Düzülsen de süzül sen Ankalarla devam et,
Bekle onu, denkle dününü,
Gününü gün et gülüm!
Bekleme dönmemeyi,
Anlatamam bu derdimi pek rezilim,
Senin için farklı biçimlerde için için ağlarken yazdım bunu,
Kazıdım dünü,
Dünden kalan tek şey ayıbın gülüm.
ölene dek
Gelirim ölüme bile seninle,
Seni seviyorum ölürmüşçesine yeminle,
Hayaller kurmuş muydun, seninle ve benimle?
Her şeyi mahvettin, beni de kendini de.
çürüyen güller
Çürüyen birkaç gül dizdim defterime,
Kokladım, kokladım, kokladım…
Kokusu hala bitmemişti içimde,
Aşk denen o; ormanın, ormanın, ormanın…
Kayboldum sarmaşıklarının arasında,
Hayatım ve tüm anlamı ellerinin arasında,
Gözlerin ve benliğimse güllerimin vedasında.
Bir kalbim vardı, bir zaman bir de sen,
Çürüttünüz onu, zamanla ettiğim mücadelede,
Çok yara aldım, ölümsüzlüğe kaçıyorum koşarak,
Hayat bir aktör ve savaşıyoruz bir sahnede.
Evet belki huysuzum, birazcık uğursuzum,
Ama unutma! Tek bir şeyde kusursuzum,
Seni sevmekte tek bir kusur etmedim,
Dönmeni beklerken göçen kuşlara senden söz etmedim.
Elinde öldüğümü zannetme, güllerimi çürüttün,
Korkmana gerek yok, benden zarar gelmez kimseye,
Güneş’ten estiğin rüzgarla iliklerimi kuruttun,
Özgürsün gitmekte, benden zarar gelmez kimseye.
Suskunluğumu dinlettim bütün şehire,
Suskunluğunu,
Umursamazlığını, vurdumduymazlığını…
Sustum, sustum ve kustum…
karanfil
Aşkı gördüm gözlerinde,
Açan bir gül vardı yanaklarında,
İlk defa yaşıyor gibi hissettim,
Ölmüştüm ama aynı mezardaydık.
Dünya siyah beyaz değilmiş meğerse,
Tüm renkleri dökerim kalemime,
Sadece bir sözünle,
Gözümden akan hüzünle.
Beni sevemeyeceksin, biliyorum,
Bende Güneş açmaz hiçbir zaman,
Kulaklığımdan akan müzik kadehime doldu,
Güneş’im açtı gözlerindeki akşamlarda.
Güz vakti uçan yapraklarda gördüm yüzünü,
Korktum, irkildim ve sustum,
Zaten gülmek yakışmaz bana, ağlamak da öyle,
Aldığım yaprağı yerine geri astım.
Eskisi gibi değil hiçbir şey,
Saçlarındaki bulutlar artık bana gülmüyor,
Yoksa benle eğleniyorlar mı?
Zaman sensizken geçmiyor.
Hiç oturup konuşmadık karanfil,
Ben seni gördüğümde bahar geldi karanlığa,
Dedim ya karanlık, görünmüyor hiçbir şey,
Beni tanımıyorsun, muhtemelen tanımayacaksın.
kamer
Gülümsedim sen aklıma gelince kamere,
Geceye buladın benliğimi,
Bak sen şu kaderin cilvesine,
Farklı dünyalarda aynı insanlarız.
gecenin uğultusu
Aşkınla yandı gecemin güneşi,
Beni bırakmayacaktın sözlerinin güzeli,
Sen beni değil tüm tabiatı üzensin,
Bak ay ağlıyor, güneş bana küstü.
mezarlık
Mezarlıkta açmışlar karanfiller ve güller,
Ben karanfile razıyım, hazırım dünden,
Gül mü, gülemem, başka ihsan istemem,
Gecenin uğultusu kulaklarımda çınlıyor.
Gülleri kopardım mezarımdan,
Karanfiller bana gülümsüyor,
Selam verdim onlara,
Fazla mı deliyim neyim?
Güldüler bana, yaprakları koptu.
Mezarlıklar geziyorum, bazısında gül bazısında karanfil,
Çürümüş güllerin çoğu, karanfiller tomurcuklanmış,
Böyledir işte bazısı gider bazısı gelir,
Ama dönenler hep çürümüştür,
Kalanlar mezardadır.
Yorumlar